Bundan tam yüz bir yıl önce savaşlardan harap ve bitap düşmüş orduları terhis edilmiş tersanelerine girilmiş payitaht işgal edilmiş bir ülkede 19 Mayıs 1919’ da Samsun’da bir güneş gibi doğan Gazi Mustafa Kemal Paşa önderliğinde bir büyük millet kendisine çizilmek istenen kadere karşı isyan bayrağını daha da yükseltmek başlattığı milli mücadeleyi bu defa kendi temsilcilerinin oluşturduğu meclis ile ve o meclisin hükümeti ile devam ettirmek için bütün dünyaya meydan okuyordu. Türk’ün yeni ocağında Anadolu’nun kalbinde Büyük Millet Meclisini topluyordu.
İşte Bugün Türk Milletinin Bu Kutlu Milli Mücadelesini 23 Nisan’da Büyük Zafere Doğru Yürüten Daha Sonrada Cumhuriyet İle Taçlandıran Gazi Meclisin 101 Kuruluş Yıl Dönümü Kutlu Olsun. Bugün dünyamız büyük salgınla karşı karşıya buna karşı alınan tedbirler çerçevesinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin 101 yılını maalesef arzu ettiğimiz şekilde kutlayamıyoruz. Bununla birlikte hepimiz bu büyük mutlu kutlu hadisenin gururunu, sevincini, şerefini yürekten hissediyoruz. Birinci Dünya Savaşı sonunda mağlup olmuş devletlerden biriydik teslim olmuş kendimizi galip devletlerinden merhamet ve insafına terk etmiştik. Ama aslında teslim olan millet değildi. Vatanın kahraman evlatları bulundukları bölgelerde işgallere karşı direndiler en büyük eksik direniş ocaklarını birleştirecek milli gaye etrafında toparlayacak olan önderdi. 13 Kasım 1918’de İstanbul’da ki işgalci devletlerin gemilerine bakarak geldikleri gibi giderler diyen bir Bozkurt 19 Mayıs 1919’ da bu Duygularla Samsun’a ayakbastı. O kararlıydı Milli Hâkimiyete dayalı kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk Devleti kuracaktı. Türk haysiyet izzeti nefsi ve kabiliyeti yüksek ve büyüktür diyordu. Böyle bir millet esir yaşamaktansa mahvolsun evladır. Dolayısıyla ya istiklal ya ölüm. İşte hakiki kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktı.
Samsun, Amasya ve Erzurum kongreleriyle vatanın bütünlüğü milletin istiklali tehlikededir diyen Mustafa Kemal ekliyordu. Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Milli sınırlar içerisinde bulunan vatan bölünmez bir bütündür diyerek yol haritasını çizmişti. Sivas kongresiyle beraberde bağımsızlık ve tam serbestlik yaşamımızın temel hareket noktası deniyordu. Gazi Mustafa Kemal Paşanın emriyle fevkalade yetkilerle meclisin acil toplanmasına karar verildi.
23 Nisan Da Ankara’da gerçekleşen tarihi bir olay meydana geldi. Millet meclisinin ulustaki ittihak ve terakki kulübü binasında toplanmasına karar verildi, binanın kiremitleri bile tamamlanmamıştı. Ankaralılar kendi çatılarından kiremit taşıdılar. Oturmak için okullardan sıralar getirildi, elektrik olmadığından dolayı kahvehanenin birinden alınan gaz lambasıyla aydınlatma halledildi. Girişine de hâkimiyet milletindir tabelası asıldı.
23 Nisan 1920 Cuma günü Hacı Bayram Veli Camide kılınan Cuma Namazı sonrası dualarla TBMM binası açıldı. Yasama, yürütme yargı organlarını kendi bünyesinde toplamış dolasıyla kuvvetler birliğine göre kurulmuştu TBMM hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir ilkesi benimsenmiştir. Böylece cumhuriyete geçileceğinin işareti verilmiştir.
İşte Türk Milletinin var olma mücadelesini şerefle fedakârlıklarla yürüten TBMM’ nin 101. kuruluş yıldönümünü kutluyoruz. o meclis olağanüstü şartlarda ve büyük imkansızlıklar içinde fikir ve ifade hürriyetini kullanarak vatanın ve milletin kurtuluşu için çalıştı. o meclisin ruhu bize cumhuriyeti ve demokrasiyi getirdi.
Bu vesile İle TBMM’nin İlk Başkanı Başkomutanı Ve Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere birinci meclisin muhterem üyelerini istiklal harbinin kumandan ve askerlerini milli mücadeleyi kanıyla canıyla katılan Türk milletini Anadolu’nun çilekeş kadınlarını rahmet minnet ve şükranla anıyoruz. Ne mutlu türküm diyene!!!