Denizli’de Adalet-Sen Şubesi üyelerince adliye binası önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Yargı çalışanları adına açıklamayı okuyan Denizli Adalet-Sen Şubesi Başkanı Gülsüm Görgülü, devletin üç anaerkinden biri olan yargının mutfağındaki yargı çalışanlarının hak ettikleri saygınlığı ve onurlu bir yaşama dair haklı taleplerini artık daha gür bir sesle dile getirdiğini bildirdi.
Adalet Sen’in varoluş nedeni olan yargının emektar ve cefakar çalışanları ile değerli basın mensupları bugün ülkemizin tüm adliyelerinde eş zamanlı gerçekleştirdiğimiz basın açıklamamıza hoşgeldiniz. Bir devleti ayakta tutan adalettir. "Adalet mülkün temelidir" prensibini tüm Adalet dairelerinde baş tacı ediyor oluşumuzun temel gerekçesi de adalete olan inancımız değil midir?
Devletin üç ana erkinden biri olan yargının mutfağındaki yargı çalışanları hak ettikleri saygınlığı ve onurlu bir yaşama dair haklı taleplerini artık daha gür bir sesle dile getirmektedir.
Hukukun topluma adil, eşit ve etkin dağılımında mesaisine giriş saati belli olup çıkış saati belli olmayan, mesai kavramının adaletin tecellisinde önemi olmadığına dair inancı, gayreti ve özveriyi her daim çalışma hayatlarına nakış nakış işleyen yargı çalışanları ötekileştirilmemek, yalnız bırakılmamak gibi temel taleplerden başka bir şey istememektedir.
Yargı çalışanı yaptığı işin karşılığı asla olmayan kesilen nöbet ücretleri, ellerinden alınan ya da olmaz kriterlere bağlanan adeta verilmesin denilen fazla mesai ücretleri, yıllar önce kaldırılan havuz ücretleri ile enflasyon karşısında kuşa dönmüş bir maaşa hapsedilmiştir. Eşit işe eşit ücretin sadece güzel bir temenniden öteye geçmediği, enflasyon farklarının maaşlara yansımasından sadece birkaç ay içinde çarşı pazarda gerçekleşen reel enflasyonun altında kaldığı, yarınlarından ümitsiz bir yargı çalışanı kitlesi oluşturduğunu bu vesileyle tüm idarecilere ve hükümete buradan haykırmak isteriz.
Eşel-mobil denilen ve enflasyon farklarının her ay memur maaşlarına yansıtılmasını sağlayan sisteme acilen geçirilmesi gerekmektedir. Bu sistemle ani enflasyonist yükselişlerin bir nebze olsun maaşlar üzerindeki baskısının giderileceğini düşünmekte ve bunu talep etmekteyiz.
Adalet bakanlığının yargı çalışanlarının mali ve özlük hakları ile ilgili olarak “çalışmalar devam ediyor” ifadesinin artık yargı çalışanlarının nazarında bir geçerliliği kalmamıştır. Yargı çalışanı, mali ve özlük haklar noktasında yapılan çalışmalar bitti ilanını duymaktan başka bir ifadeye inanmamakta ve devlette devamlılık esastır ilkesi doğrultusunda her ne iyileştirme yapılacaksa yapılsın arzusunu yinelemektedir.
Adalet duygusunu tüm çalışanlara yayabilmenin yolu her meslek grubuna adil ve eşit davranmaktan geçer. Yıllardır sendikamız Adalet Sen'in ve dolayısıyla tüm yargı çalışanlarının haklı talebi olan 3600 ek göstergeden faydalanma arzusunun yapılan açıklamalarla yargı çalışanlarının unutulduğunu görmek acıtıcı ve incitici olmuştur. Her bir meslek grubunu tenzih ederek belirtmek isteriz ki yargı çalışanı 3600 ek gösterge kapsamına alınan 4 meslek grubundan daha az önemsiz ve değersiz değildir. Çalışma hayatı boyunca pek çok zaruri ve sosyal ihtiyacından vazgeçen yargı çalışanlarının 3600 ek gösterge kapsamına dahil edilerek en azından emekli olduktan sonra ani bir gelir kaybına uğramak istememekte ve bu noktada eşitlik ve adalet talep etmektedir. Bu talep haklıdır, bu talep yerindedir ve bu talep insanidir. Hakkımız olan 3600 ek gösterge düzenlenmesinden tüm yargı çalışanlarının yararlanması için elimizden gelen her türlü yasal yolları denemekten de sesimizin duyulması için haykırmaktan da asla geri durmayacağımızı belirtmek isteriz.
Adalet Sen, kamuda statü farklılıklarına karşı olup tek statünün kadrolu statü olduğunu her platformda dile getirmiş ve getirmeye de devam edecektir. Yargı çalışanı 2013 yılından bu yana sabırla ümitle kadro beklemektedir. Verilen kadro sözlerinin hayata geçirilmesi iş barışının tesisi için gereklidir, zorunludur. Eğitimde, sağlıkta ve diyanette uygulanan 3 + 1 sisteminden dahi mahrum edilen yargıdaki sözleşmeli personelin kadro talebini duymak ve hayata geçirilmesini sağlamak adil yönetimin eşitlikçi yaklaşımının gereğidir.
Bu anlamda sözleşmeli personele kadro konusunda hükümetin atacağı adımları yakından takip etmekte ve Adalet Sen olarak sürekli verilen sözleri hatırlatan duruşu sergileyeceğimizi belirtmek isteriz.
Adalet Sen’in kuruluşundan bu yana talep ettiğimiz, en büyük amacımız olarak mücadelemize yön veren "Yargı hizmetleri sınıfının" oluşturulması bir meslek yasası ve ayrı bir iş kolu talebimiz dünkü kararlılıkla diri ve tazedir. Yargı çalışanı kendisine bol gelen, içinde kaybolduğu, hak taleplerinin genel idare hizmetleri sınıfı torbasında eritildiği bu hizmet sınıfından kurtulmak kendi işine, mesleğine özgü ayrı bir hizmet sınıfında değerlendirmek istiyor ve istemeye devam edecektir. Bir önceki Adalet Bakanı Abdülhamit Gül tarafından verilen yargı hizmetleri sınıfı sözünün hayata bir an önce geçmesini talep ediyoruz.
Yargı çalışanı olarak varlığımızın farkına varılmasını, ayrımsız olarak hiçbir meslek grubunu öncelemeden eşit haklar ve eşit koşullar istemekteyiz.
Fatih Sultan Mehmet Han'ın da "Adaleti öldürürsen devlet ölür" sözünü hatırlatıyoruz…
-Yargı çalışanları Yargı/Adalet Hizmetleri sınıfına geçirilmelidir!
-3600 Ek gösterge En çok Yargı Çalışanlarının hakkıdır!
-Adalet Bakanlığında sözleşmeli olarak istihdam edilen meslektaşlarımız emsalleri gibi derhal kadroya alınmalıdır!
-Enflasyon farkları aylık olarak maaşa yansıtılmalıdır!