Her türlü zorlu şartta canla başla çalışan isimsiz kahramanlarımız, toplumun sağlığı için;
Uykusundan vazgeçti. Çocuğundan vazgeçti. Ailesinden vazgeçti. Canından vazgeçti.
Ama amacı insanı yaşatmak olan kutsal mesleğinden asla vazgeçmedi. Şiddet görürken vazgeçmedi. Selde vazgeçmedi. Yangında vazgeçmedi. Pandemide vazgeçmedi. Depremde vazgeçmedi.
Hemşiresinden doktoruna, 112 çalışanından tıbbi sekreterine, teknikerinden hizmetlisine vefakar ve cefakar sağlık çalışanlarının tamamı, vazifelerini büyük bir sorumluluk ve çok yüce bir kutsiyetle yerine getirmektedir. Sağlık ordumuz, ülkemizin ve milletimizin en karanlık günlerinde; fedakarlıklarıyla, özverileriyle ve vicdanlarıyla her zaman insanımıza umut oldu.
Bu umudu, en son yaşanan depremlerde yine gördük.
Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle yaşanan büyük yıkımda, tüm sağlık çalışanlarımız büyük bir sorumlulukla ve insanüstü bir çabayla yaraları sarmaya çalıştı. Enkazın başında, sahra hastanelerinde, köy köy, mahalle mahalle insanımıza şifa dağıttı.
Tüm Türkiye’ye büyük acı yaşatan depremlerde, sağlık camiası olarak büyük kayıp yaşadık. Yüzyılın felaketinde hayatını kaybeden 448 sağlık çalışanımıza ve vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Ülkemizin başı sağ olsun.
Fedakârlıkları, alın terleri, mücadeleleri, canlarını ortaya koyarak çalışmaları, sağlık çalışanlarının nasıl bir hizmet verdiklerinin açık bir göstergesidir.
Bu nedenle diyoruz ki sağlık çalışanlarımız dün olduğu gibi bugün de yarın da insanımızın umududur.
Her türlü zorlu şartta, mesleğini büyük bir özveriyle yerine getiren sağlık çalışanlarının bu 14 Mart’ta tek sevinci, sağlıkla uğurladıklarının yüzündeki gülümsemedir!” diye konuştu.