Laodikya’yı kim kurdu? Laodikya’nın tarihçesi nedir? Ziyaretçileri tarafından merak konusu oldu. Denizli’nin Pamukkale ilçesinde yer alan antik kent, Lykos ırmağının güneyinde kurulmuştur. Laodikya Antik Kenti, Hristiyanlığın ilk 7 kilisesinden birine ev sahipliği yapmaktadır. Bu anlamda Hristiyan dünyasında için önemli bir yer olmuştur.
LAODİKYA’YI KİM KURDU?
Lykos kıyısındaki Laodikeia diye bahsedilen Laodikeia Antik kenti yaklaşık 5 kilometrelik bir alanı kapsıyor.
Bazı kaynaklara göre kenti Seleukos Kralı II. Antiokhos kurmuş ve MO 260’li yıllara denk gelen bu tarihte kente karısı Laodike'nin adı vermiştir.
LAODİKYA’NIN TARİHÇESİ
M.Ö. 130/129 yılında ise bölge tamamen Roma’ya (önce Cumhuriyet, sonra İmparatorluk) bağlanmıştır. Hıristiyanlığın ilk 7 kilisesinden birine sahip olan kent, Erken Bizans Dönemi’nde metropolluk seviyesinde dini bir merkez haline gelmiştir.
Kentteki büyük sanat eserlerinin MO 1. yüzyıla ait olduğu düşünülmektedir. Romalılar'da Laodikeia'ya özel bir önem vermişler ve Kibyra (Gölhisar-Horzum) Conventus'unun merkezi yapmışlardır. İmparator Caracalla zamanında Laodikeia'da bir seri kaliteli sıkke basılmıştır. Laodikeia halkının da katkılarıyla kentte çok sayıda anıtsal yapı yapılmıştır. Küçük Asia'nın 7 ünlü kilisesinden birinin bu kentte bulunması, Hıristiyanlığın burada ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. MS 60 yılında meydana gelen çok büyük bir deprem kenti yerle bir etmiştir.
Strabon'un bildirdiğine göre Leodikya, kuzguni siyah yununun yumuşaklığı ile ünlü bir tür koyun yetiştiriyordu. Yazar bu hayvanların Leodikyalılara büyük gelir sağladığını da anlatmaktadır. Kent ayrıca tanınmış bir tekstil endüstrisi geliştirmiştir. "Laodicean" olarak adlandırılan bir tür kumaştan Dıocletianus fermanında söz edilmektedir. Leodikya'da yapılan ve "Trimita" adıyla bilinen tunikler o denli ünlüydü ki, kent "Trimitaria" olarak anılıyordu. Leodikya'daki kazılar 1961-1963 yılları arasında Kanada Quebec Laval Üniversitesi'nin araştırmacıları tarafından, Jean des Gagniers yönetiminde yapılmış ve çok ilginç bir çeşme yapısı bütünüyle ortaya çıkarılmıştır. Bu başarılı çalışmalar, özellikle çeşme yapısı üzerine çok iyi etüdler kapsayan bir bölümle birlikte yayımlanmıştır.
Büyük Tiyatro
Antik kentin kuzeydoğu tarafında, Grek tiyatrosu tipinde araziye uygun olarak Roma inşa tarzında yapılmıştır. Scene'si tamamen yıkılmış olup, cavea ve orkestrası oldukça sağlam durumdadır. Yaklaşık 20.000 kişiliktir.
Küçük Tiyatro
Büyük tiyatronun 300 metre kadar kuzeybatısında yer almaktadır. Grek tiyatrosu tipinde araziye uygun olarak, Roma tarzında inşa edilmiştir. Scene'si tamamen yıkılmış olup, cavea ve orkestrasında da bozulmalar mevcuttur. Yaklaşık 15.000 kişi alabilecek büyüklüktedir.
Stadyum ve Gimnazyum
Kentin güneybatısında, doğu-batı doğrultusunda uzanmaktadır. Stadyumun ek yapıları ile gimnazyum bir bütünlük teşkil edecek şekilde yapılmıştır. MS 79 yıllarında yapılan stadyumun uzunluğu 350 metre, genişliği 60 metredir. Amfiteatr şeklinde yapılmış olan yapının, 24 oturma basamak sırası bulunmaktadır. Büyük bölümü tahrip olmuştur. MS 2. yüzyılda yapılan gimnazyum Proconsul Gargilius Antioius tarafından inşa ettirilerek imparator Hadrianus ve eşi Sabina'ya ithaf edildiğine dair yazıt bulunmuştur.
Anıtsal Çeşme
Kentin ana caddesi ile ara caddesi köşesinde yer almaktadır. Roma dönemi yapısıdır. İki cepheli olarak yapılmış havuz ve nişleri vardır. Bizans zamanında onarım görmüştür. Anıtsal çeşmede 1961-1963 yılları arasında Kanada Québec Üniversitesi adına Fransız arkeologlarca kazı yapılmıştır. Çeşme, Suriye Caddesi ve bunu güneybatı yönde kesen ve stadyuma doğru uzanan caddenin köşesindedir. Köşede yer alan kare bir havuz ve bunu iki yanda saran biri kuzeye, diğeri batıya bakan, iki niş havuzdan oluşmaktadır. Çeşmeye ikinci ana dağıtım terminalinden künklerle getirilen su, iki depoda toplanarak veriliyordu. Çeşme, Roma İmparatoru Caracalla'nın (MS 211-217) MS 215 yılında Laodikeia'yı ziyareti şerefine yapılmış olup, daha sonra birbiri arkasına dört onarım evresi geçirmiştir. En son onarım ise MS 5. yüzyılın başında yapılmıştır. Daha sonra çeşme yapısı vaftizhaneye dönüştürülmüştür. Havuzun korkuluk duvarları Theseus'un Minatauros'u öldürmesi, Zeus'un Ganimedes'i kaçırması gibi, mitolojik konuları anlatan kabartmalarla süslenmiştir. Çeşme yapısının bulunduğu alanda yayılmış durumda arşitrav, arşitrav-friz blokları, konsollu geison, postamentli Attik İon kaideleri, burma yivli sütun parçaları, kabartmalı tavan kasetleri gibi mimari parçalara yoğun şekilde rastlanmaktadır. Bu mimari kabartmalarda çeşmenin yapım aşamalarını görmek mümkündür.
Meclis Binası
Stadyumun kuzey tarafında yer almaktadır. Tahrip olan yapının bir kısım oturma sıraları görülmektedir. MS 2. yüzyılda yapılan bina, ön kısmındaki Güney Agora'ya bitişik olarak traverten ve mermer bloklardan yapılmıştır. Yapıya ait yüzeyde mermerden yapılmış, kompozit düzende başlıklar, sütunlar, postamentler, arşitrav-friz blokları, ranke bezemeli bloklar, konsollu geison gibi mimari parçaları görmek mümkündür. Ayrıca Meclis Binası’nın doğu yanında Prythaneion olabilecek yuvarlak bir yapı yer alır. Bu yapıya ait postament, kavisli arşitrav-friz blokları, geison gibi mimari parçaları görmek mümkündür.
Tapınak A
Suriye Kapısı'na ulaşan Sütunlu Ana Cadde'nin kuzey yanında avlusuyla birlikte bir tapınağın temelleri yer almaktadır. Dikdörtgen şeklindeki tapınak temenosu (kutsal avlu) içine sütunlu caddeden girilmektedir. Avlu etrafında görülen postamentler tapınak kutsal alanının üç tarafını çeviren portiklere aittir. Kutsal avlunun kuzey kısmında cephesi güneye bakan tapınak yer alır. Büyük olasılıkla prostylos planlı tapınağın sadece temelleri kalabilmiştir. Cephede mermerden yapılmış postamentli Attik-İon sütun kaideleri, burmalı ve yivli sütun parçaları, kabartmalı arşitrav ve geison gibi üst yapı elemanları görülmektedir. Yine aynı alanda görülen Korinth düzeninde sütun başlığı ve köşe başlığı parçaları yapının Korinth düzeninde olduğunu göstermektedir. Tapınağın mimari bloklarının çoğunluğu MS 4. yüzyıl sonunda yakınındaki başka yapılarda kullanılmak üzere taşınmıştır. Bununla ilgili blokların bir kısmı Suriye Caddesi kazılarında ortaya çıkarılmıştır. İmparator Commodus (MS 180-192) ve Caracalla (MS 211-217) Dönemi'nde Laodikeia'ya “Laodikewn Newkorwn”, "Laodikeon Neokoron - Tapınak Koruyucusu" sıfatının verildiğini yazılı belgelerden öğrenmekteyiz. Şimdiye kadar yapılan araştırmalarda yukarıda tanımlanan bu yapının Sebasteion olabileceğine ilişkin bizim de desteklediğimiz fikirler ortaya atılmıştır. Mevcut mimari kalıntılar MS 2. yüzyıl sonu-3. yüzyıl başına tarihlenebilmektedir.
Büyük Kilise
Sütunlu caddenin güneyinde caddeye bitişik olarak inşa edilmiştir. Sadece taşıyıcı bölümlerinden bir kısmı ayakta kalmıştır. Ana giriş batısındadır.
LAODİKYA GİRİŞ ÜCRETİ 2021 VE AÇILIŞ SAATLERİ
Laodikya giriş ücreti 37 Liradır. Yaz dönemi 08.00-19.00 saatleri arasında, Kış Dönemi ise 08.00-17.00 saatleri arasında ziyaretçilerine kapıları açıktır.