Türkiye'nin ünlü döner zincirlerinden birisinin Denizli'deki restoranında koordinatör olarak görev yapan Şef M.K., işletme sahiplerinin halk sağlığını hiçe sayan tutumlarına göz yummayınca başına gelmeyen kalmadı. Yurt dışından döndükten sonra mesleğini Denizli'de sürdürmeye karar veren M.K., zincir döner şubesinin sorumlusu olarak işin başına geçti. İlk aylarda herhangi bir sorunla karşılaşmayan M.K., işletmede insan sağlığına aykırı faaliyetler gerçekleştirildiğini fark etti. İşletmede satılan et ve tavuk dönerlerinin son kullanma tarihlerinin geçmesine rağmen müşterilere sunulduğunu, hatta 3-4 gün önce bitmesi gerekmesine rağmen elde kalan malzemelerin yeni ürünlerle karıştırılarak servis edildiği fark eden M.K., işletmecileri sözlü olarak uyardı.
Çiğköfte bahanesiyle geri çağırıp dövdüler Profesyonel bir şef olarak mesleki sorumluluklarından ödün veremeyeceği ve halk sağlığıyla oynanmasına müsaade etmeyeceğini ifade eden M.K., tarihi geçmiş ürünlerin tüketilmesinden doğacak bir olumsuzlukta sorumlu olarak kendisinin cezayla karşı karşıya kalacağını anlatmaya çalıştı. Tespit ettiği olumsuzlukların giderilmediğini gören M.K., işletme sahiplerinin tehditlerine rağmen olumsuzlukların devam etmesi halinde şikayetçi olacağını söylemesi üzerine hedef haline geldi.
Olay, günü saat 20.00'de mesaiden çıkan M.K.'yi, gece saat 00.30 sıralarında arayan patronları, "Çiğköfte bitti, başka yapacak kimse yok. Gelip yapar mısın?" diyerek bahane uydurdu. Geldiğinde restoranın kapanmak üzere olduğu gören M.K., daha ne olduğunu anlayamadan tekme tokat dövüldü. Vücudunda darp yaraları ve sol gözünde görme kaybı meydana gelen M.K., aldığı ölüm tehdidine rağmen 174 Alo Gıda hattına şikayette bulundu.
Şefin iddiaları gerçek çıktı, 2 şubede de tarihi geçmiş ürün tespit edildi Şef M.K.'nin şikayeti üzerine döner zincirinin Denizli'deki 2 restoranında da yapılan denetimde, iddiaların gerçek olduğu tespit edildi. Tarım ve Orman İl Müdürlüğünden M.K.'ye gönderilen teşekkür yazısında, "İlgili başvurunuza istinaden şikayetinize konu her iki işletmede de 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu çerçevesinde resmi kontrol yapılmıştır. Yapılan denetimde şikayete konu ürünler ile işletmenin mutfak, depolama ve soğutucu depolarında yapılan incelemede uygunsuzluklar tespit edilmiş olup gerekli yasal işlem süreci başlatılmıştır" denildi.
“Halk sağlığına aykırı bir iş olduğunu kendilerine söyledim” İnsan sağlığına zararlı ürünleri müşterilere yedirildiğini ve bundan dolayı ise ay sonunda işi bırakacağını söylemesinden dolayı darp edildiğini belirten M.K., “Görevim bütün mutfaklarda sorumluluk almaktı. İlk başlarda iyi giden işler, patronların tarihi geçmiş tavuk ve et dönerlerin müşterilere yedirilmek için servis edilmesini istemeye başlamasıyla bozuldu. Tabii ben durum karşısında müdahale etmeye başladım. Koordinatör olarak buna yetkim olduğunu ve yarın herhangi bir zehirlenme ya da bir sorun olunduğunda benim bizzat sorumluluk sahibi olacağımı söyledim. Bunun aynı zamanda halk sağlığına aykırı bir iş olduğunu da kendilerine ilettim. Tabii buna karşılık sözlü bir tacizle karşı karşıya kaldım. İşletme sahipleri kazanç elde edebilmek için halk sağlını tehdit eden bu tutumlarında ısrarcı olunca ay sonunda işi bırakacağımı ve bu tür yanlış işlere müsaade etmeyeceğimi belirtim” dedi.
“Bunun karşısında durmamdan ötürü darp edildim” Gece geç saatlerde mesaisinin olmamasına rağmen evinden çalıştığı iş yerine çağrıldığını anımsatan şef M.K., “Bizzat gece saat yarım gibi evimden çağrıldım. Normalde saat 20.00'de mesaim bitmişti. Dükkana gittiğimde kendileri tarafından darp edilerek, ciddi bir saldırıya maruz kaldım. Sığınacak bir yer buldum ve hemen emniyeti aradım. Daha sonra ambulansla hastaneye kaldırıldıktan sonra gerekli suç duyurusunda bulundum. Bu yaptığım davranıştan dolayı gözümden yaralanmış olsam da asla pişmanlık duymuyorum. Tarihi geçmiş olan tavuk ve et dönerlerin kullanılması bir tarafa, 3-4 gün öncesinde kullanılması gereken ürünlerin bitmediğinde, bitirilmesi amacıyla diğer ürünlerin arasına katılmasının insan sağlığına zararlı çok ciddi zarar veriyordu. Bunun karşısında durmamdan ötürü darp edildim” diye konuştu.
“Eğer onlardan şikayetçi olursam beni öldüreceklerini söylediler”
Kendisinin yaşadığı dehşet anları anlatan M.K., işletme sahipleri tarafından şikayetçi olmaması için tehdit edildiğini öne sürdü. Aldığı tüm tehditlere rağmen mesleki sorumluluğu gereği ilgili firma hakkında 174 Alo Gıda hattına şikayetçi olduğunu anlatan M.K., şunları söyledi:
“Eğer onlardan şikayetçi olursam beni öldüreceklerini ve onların kim olduklarını bilmediğimi söylediler. Saldırı sonucu sol gözümde yüzde 33'lük bir kayıp söz konusu oldu. Aynı zamanda yürümem ve kasığımda almış olduğum darbeler sonucu yaklaşık bir haftadır yatmaktayım. Evde istirahat haldeydim ve yeni yeni ayaklandım.”
Baki Alakoyuncu 2 Yıl Önce
En azından işletmenin ismini verin insanlar nerede ne yediğini bilsinler
Kadir. 2 Yıl Önce
herkes görevini layıkıyla yapsa,başta bu duyarlı vatandasimiz hem saglığından hemde işinden olmazdı ve vatandaslarda tarihi geçmiş gıdaları tüketmek zorunda kalmazdı.Denetleme neredeyse sıfır.Denetlenenlerde al kardesim şu parayı yan cebine koy kimse görmesin veya hafta sonu bendensin.git bir tatil yap gel görmezlikten gel gibi v.s. ondan sonra hastanelerde igne atsan yere düsmeyen görüntüler.Allah yar ve yardımcınız olsun.işimiz zor vesselam.
Ibrahim şen 2 Yıl Önce
Basın olarak slzlerde o firmanın ismini vermemekte suclusunuz.. haberi veriyorsunuz kaynak belli bu korku neden biz bu haberi okey masasından mı öğreniyoruz kapatın bu sayfayı insanı aptal yerine koymayın. Basın demek cesaret demek halkı korumak ve bilgilendirmek demektir.