SQIUD EKONOMİ

Değerli okurlarım...

Öncelikle sqiud kelimesinin anlamına değinelim. Sqiud(kalamar) sikuet gibi okunur, yanlışım varsa da şimdiden af ola,

Bildiğiniz üzere kalamar, bir deniz canlısıdır. Ahtapot familyasından olup, KAFADAN BACAKLILAR gurubundan olup. Belirgin bir kafaya sahip, sekiz bacaklı olup, gözleri ve kafası vücudunun tam ortasındadır. Daha birçok özelliğini sayabiliriz.

Sofralarımızda sık olmasa da (%30) ara bulunur, yada restaurantlarda,!

Kolesterolü çok yüksek, ama bir o kadar da lezzetli deniz canlısıdır.

Kendini korumak için denizden çıkarıldığı zaman, veya kendisini avlamak isteyen avcılara karşı mürekkep renginde bir sıvı fışkırtır. İç güdüsel olarak kendini savunur.

Şimdi ekonomi ile ilgisi nedir. Neden bu canlıyı konuk olarak aldık, o konuya değinelim...

Sqiud game dizisini eminim ki duymuşsunuzdur. Şuana kadar Netflix te en fazla izlenen dizi durumunda, izlemenizi tavsiye ederim. Dizi G. Kore'de geçmekte, eski yıllarda sqiud (kalamar) isminde bir çocuk oyununun daha sonra, yetişkin insanlar üzerinden oynanması konusu ele alınıyor.

Bu dizinin barındırdığı antikapitalist temalar. Bir çok kesimin ilgisini çekmiştir.

Dizide zengin ve yoksul arasında ki uçurumun önemi, mevcut sistemin acımasızlığına dayandırılması, ve bunun sonucunda genç kuşakların sorumsuzluğunun anne ve babalara yansıması, (bizim Z kuşağına can kurban)

Daha kötüsü yarışmacılar içinde kadın yarışmacıların, çokça aşağılanması ve açıkça ayrımcılığa uğraması, ülkemizde olduğu gibi kadının hor görülmesi.

Daha doğrusu bu dizide, güney Kore'de (aslında bir çok ülkede) kapitalizmi sosyalizmi doğuyu ve batıyı görüyoruz. Ekonomik buhran içindeki insanların plansızca borçlanması, kumar alışkanlıkları kolay yoldan zengin olma hayalleri, kendi ekonomik özgürlüğü için başkalarının hayatına kast etmesi.

Bunların hepsi size bir şeyler hatırlatıyor mu? Bu anlattıklarımdan daha kötü bir durumda olan, bir ülke? Neyse

Filmden fazla detay vermek istemiyorum. Heyecanı kaçmasın diye, izlemenizi tavsiye ederim. Sqiud game ile ilgili bilgi tamam

Şimdi ise "Sqiud ekonomiye" değinelim biraz.

Arkadaşlar ben ekonomist değilim. Ama ekonomi okuyorum, bunu bir üniversiteye veya okula gitmeden yapıyorum, elbette bu işin doğrusu mektebi.

Ama imkanımız ve fırsatımız olmadığı için bunu alaylı olarak yapabiliriz.

Evet bu mümkün, yeter ki bahaneler arkasına sığınmayın. Okuyun okuyun okuyun,

Bu diziyi izledikten sonra fikirler oluştu bende malum yıllardır, ülkemizin ekonomisi de ortada! Bununla ilgili bir şeyler yazmak istedim.

Malumunuz yurtdışında yaşıyorum. Bulunduğum ülkeye yaklaşık 14 yıl önce geldim, ilk yıllarda bulunduğum ülkenin para birimi 1TL eşittir 24 para birimi olarak değer görüyordu, çok güzel bir duyguydu, düşünsenize Türkiye cebinize belli bir miktar para alıp tatile geldiğiniz zaman, pek sıkıntı yaşamadan güzel bir tatil yapıp giderdiniz. (yabancı turistlerin bizim ülkemize gelmesi gibi)

Ama ne oldu, EVET dediniz yetki verdiniz sonuç 1TL birim fiyatı şimdi bu güzel ülke 3.2 oldu an itibariyle. 24 birimden 3.2 oldu

Belki sabah saatlerinde 1TL 3 olabilir. Yani siz evden 2 lira aldınız markete ekmek almaya gidiyorsunuz. Markete gelince ekmek 2.5tl olmuş, şaka değil şuan İstanbul'da ekmek 2,5tl. Nasıl hissettiğinizi biliyorum. Çok acı değil mi?

Ekonomik özgürlük var mı? Yok!!!

Ekonomik özgürlük olmayınca, beynin benliğin ruhun hepsi baskı altında olur. Kendi kendine hapis olursun, çizgisi dışına çıkılmaz bir daire gibi, sürekli yarını düşünüp, nasıl geçineceğim kaygısı, manavdan geçerken istediğin meyveleri alamamak, pastahaneden keklerin sana gülümsemesi, çok cakalı fiyakalı bir elbisenin senin üzerinde olamaması veya ailenin, hepsi çok zor değil mi?

Niye Avrupa daki insanların bu kaygıları yok.

Onlar neden? İstedikleri zaman istediklerine sahip olabilirler. Bizde neden o imkanlar fırsatlar yok!????

Aslında bizde ki imkanlar fırsatlar onlardan kat ve kat daha fazla,

Ülke olarak kendi kendine yeten, nadir ülkelerden biriyiz.

GERÇEKTEN çok güzel mükemmel bir ülkemiz var. Ama iyi yönetilemiyoruz, bize hizmet etsinler diye siyasetçi seçiyoruz. ONLAR BİZİ YÖNETMEYE ÇALIŞIYOR. Bizim verdiğimiz vergilerle maaş alan, bu insanlar ne yazık ki bizim istediğimiz gibi bize HİZMET etmiyor, yönetmeye çalışıyor. Onu da ne yazık ki beceremiyorlar.

Bunun sizce sorumlusu kim??? Sen mi ben mi, yoksa güvendiğimiz dağlara kar yağdıran siyasetçiler mi?

Bunun sorumlusu sensin Arkadaşım, SEN

Gerekli araştırma yapmadın, okumadın, kendini geliştirmedin, haklarının ne olduğunu bilmiyorsun, sonra da dini duygularla, kulaktan dolma bilgilerle verirsen oyu, "alırsın kalamarın mürekkebini"

Bununla ilgili küçük bir bilgi paylaşmak isterim. Neden bu yanlışa düşüyoruz. Hepsi tamamen bilgiye dayalı

Eğer ki bir insan bilgili olursa, finansal olarak bir şeyin mantıklı olup olmadığını bilir. Eğer bir insan bilgili olursa kazıklanmaz. Eğer bir insan bilgili olursa saadet zincirlerine para kaptırmaz. EĞER BİR İNSAN BİLGİLİ OLURSA ÜLKESİNİN EKONOMİK DURUMUNUN GERÇEKTEN NE OLDUĞUNU DAHA İYİ BİLİR.

Gerekli bilye gerektiği zaman sahip olmadığımız için, bizim önümüze başarı dayatmaları gelir. Neymiş efendim 20 yıl önce çamaşır makinesi yoktu, 30 yıl önce cep telefonu yoktu, 25 yıl önce araba yoktu şimdi var. Yok efendim 30 yıl önce meyve sebze vardı, ama şimdi daha çok var gibi, bir çok ekonomi ile ilgili ölçüm ve metotlar önümüze başarı olarak sunulur. Sende bunu beyin karışıklığı içinde yutar gidersin,

Bunların hepsi yanlış, 30 yıl önce şu vardı bu vardı gibi ölçümler yapmak çok yanlış,

Çünkü zaten teknoloji hep ilerliyor. Tıp bilim sürekli kendini yenileyip gelişiyor. Bir ülke olarak yöneticiler hiç bir şey yapmasa bile, o ülke zaten teknoloji ilerlediği için bir adım ileri gidecektir. Ama diğer ülkelerde ileri gidecektir. İşte o zaman bir ülkenin ekonomik olarak başarılı olup olmadığını anlamak için, diğer ülkelere göre ne yaptığına bakmak lazım,

""""İHRACAT

Üreteceksin, üretene destek vereceksin, üreteni haciz etmeyeceksin,

Vergi affını kime yaptığını bileceksin, HİZMET edeceksin bana, benim yaşam koşullarımı iyileştireceksin. Beni yönetmeyeceksin, verdiğim oy için bana saygı duyacaksın, bana Maho ağalık yapmayacaksın, Hizmet edeceksin, yoksa bir gün gelir. Kalamarın yerine, mürekkebine muhtaç kalırsın,.. Ohh be""""(içimdeki ses)

Bir ülkenin geleceği büyümesi ihracata bağlıdır. BAŞKA DA BİR AÇIKLAMASI YOK!!! Tünne

Dışa bağımlı bir ekonomi her zaman, enflasyonu doğurur. Enflasyon olan bir ülke kolay kolay düzelmez.

Bunun en iyi ölçüm konusu milli gelir olarak belirlenir veya gerçek ölçü, kişi başına düşen milli gelir olarak ele alınır. Kişi başı milli geliririniz yüksek ise sıkıntı yok demektir.

Geçmişten bilgi verelim,..

Tarihten bilgi vermeyi seviyorum, 1960 yıllarda Türkiye Cumhuriyeti devletinin milli geliri Abd ve Japonya dan yüksekti, yani daha iyiydi,

İşte her ne olduysa, 60 lı yıllarda ki askeri darbelerden sonra, ülkemiz hiç durmadan ciddi bir gerileme yaşadı,. Malumunuz biliyorsunuz, daha sonra ki siyasi ayaklanmalar. Bu ülkenin gerçek vatan sevdalılarının gencecik yaşta idam edilmeleri vs.

Gelen siyasetçi ben bilirim, ben ekonomistim, devletin malı deniz yemeyen domuz hesabı, güzelim ülkeyi bu noktaya getirdiler.

Bu yazımı okuyan değerli büyüklerim, kardeşlerim, kaçınız da pasaport var? Kaç kişininiz yurt dışında bir tatil planı yaptınız? Veya bir kaç ülke gezme planı yaptınız.

En sevdiğiniz arabayı normal ve adil vergilerle alabildiniz?

Yüzde doksan, buruk bir yutkunma ile hayır değil mi? Dolar olmuş 10 TL,. Böyle yönetilen bir ülke ekonomisinden daha ne beklenir ki!

İşte o yüzden sqiud ekonomi dedim, kalamar güzel lezzetli bir deniz ürünü, restaurantta pişirip yemek keyifli güzel, (ülkenin %30 una) bize de (%70) kalamarın püskürttüğü mürekkebi, afiyet olsun

Saygılarımla