“SEVGİLİM, RUH EŞİM,”
Sana olan sevgimi dile getirmekte bile güçlük çekerek başlıyorum mektubuma, çünkü bu öyle bir sevgi öyle bir duygu ki tarifi ve izahatı olacak gibi değil. İçimde ki bu kuvvetli sevginin bağı, her an seninle yaşamak ve seninle yaşlanmak isteğimi gün geçtikçe arttırıyor. Beni yalnızlığımdan, kimsesizliğimden ve ürkekliğimden çekip çıkaran, bu duygulardan sıyıran sensin sevgilim. Sen benim karşıma öyle güzel bir zaman da çıktın ki, ben bu aşkı evrenin bana bir mükafatı olarak değerlendiriyorum. Sen bu hayatta bana verilmiş en güzel hediyelerden birisin, senin sadakatin, sevginin şefkati beni yeni bir ben olarak doğurdu, özümde kim olduğumu gösterdi. Bu aşk bize kendimizi gösterdi, ne istediğimizi öğretti, bizi birbirimiz için her sıfata layık etti. Yeri geldiğinde her sıfatın yerini dolduracak kadar birbirimize sığındık, bu aşkın izahatı olamaz, ben seni kendi içimde bile tanımlayamadım, ismini koyamadım sen benim en büyük mükafatımsın sadece bunu dile getirebiliyorum.
Çocukluğu, hırçınlığımı, hayata olan öfkemi içimden çekip çıkardın, bana hayatta sarılacağım şeyler de olduğunu gösterdin, bunlardan biri de senin aşkındı sevgilim. Hep böyle sev, çocuğun gibi koru, bu aşkın bizi terk etmesine hiç izin verme. Biz birbirimize yaslanmadan bu hayatı göğüsleyemeyiz, hayatta ki eşimsin, eşsizimsin sen, ne sen bensiz ne de ben sensiz bu zorluklar karşı güçlü olamayız, dik duramayız el ele verip birlikte hayallerimize yürüyelim. Bu aşka verilen emek bizi büyüttü, yetiştirdi, birbirimize sardı sarmaladı. Senin saray gibi bir kalbin var sevgilim, o sarayın en güzel köşesine beni yerleştirdin, hayatın karanlığından solukluğundan kurtardın o saray kadar güzel kalbine gizledin, çıkarma oradan beni, bırakma karanlıklara. Bir tesadüf seni karşıma çıkarmasaydı ben bu zorlu yolculukta oradan oraya savrularak nereye varacağımı bilmeden yaşayıp gidecektim, sen bana güç oldun, kuvvet oldun. İçimde ki hazinelerimi gösterdin, hayata karşı dik durabilmeyi sen öğrettin bana, kısacası sen bana kendimi keşfetmem için içime aynı tuttun ben ise bu aynada seni gördüm.
İnsanlar birbirlerinin kaderiymiş, doğmadan önce bu yazgı ile dünyaya gelirlermiş sen bana bu aynayı tuttuğunda ben o yazgının sen olduğunu gördüm, sana yasladım sırtımı, insanın bu hayatta rastlayacağı en güzel şeylerden biri hayat arkadaşıdır. Ben hayat arkadaşıma, sırdaşıma, hayatımın her alanına yakışacak tüm sıfatları taşıyan bir kalbe rastladım, sana rastladım. Yolun, yörüngen hiç şaşmasın sevgilim, sen bu kalbe çok iyi geldin, emeklerimiz hem aşkımızı hem bizi büyüttü. Sen hep yanımda kal sağlıkla sıhhatle bana arkadaşlık et. Bu yollar hiç ayrılmasın, bu kalpler hep birbiri için atsın, biz birbirimizin diğer yarısına böyle güzel bir tesadüf ile rastlamış iken sevgimiz tükenmeden hep taze kalsın, kalbimiz de gözlerimiz de hep parıldasın, seni çok seviyorum hayatımın mükâfatı.”