ÇEK TUĞLAYI

Değerli okurlarım,.

Ailevi meşguliyetlerden dolayı, yazılarıma biraz ara vermek zorunda kaldım, artık bundan sonra yine beraberiz.

Çek tuğlayı yıkılsın duvar, kardeş kardeşinin yüzünü görsün, komşular bakışmayı paylaşsın. Birbirine hasret insanlar kavuşsun, insanlar ötekileştirilmesin, ayrılık gayrılık olmasın. Çek tuğlayı yıkılsın duvar.

Çünkü ülkenin siyasetini, ülkenin gidişatını etkileyen, çok önemli bir şahıstan bahsedeceğim, Sayın Kılıçdaroglu,.!

Evet! Ne yazikki öyle.

Bir duvar düşünün, ve bu duvarda ki en önemli nokta varya. Siz de O duvarda ki ehemmiyetli nokta da bir tuğla,.

Ve tuğlayı çektiğiniz an o duvar yıkılır ya.

İşte,!

Sayın Kılıçdaroğlu da, ne yazık ki Türkiye siyasetinde ve gündeminde böyle kilit bir noktada duruyor. Ama müspet ama menfi, bunu size değerlendireceğim.

Öncelikle çok sevdiğim küçük bir hikayeden başlamak isterim.

" Zamanında birinde, bir genç, köyüne faydalı biri olabilmek için, ilim almaya karar verir.

Şanı ünü iyi bilinen bir zati muhtereme gider.

Aylar yıllar geçer ve genç kardeşimiz, iyi eğitim almış, ilim sahibi bir kişi olur. Kendinden çok emindir. Derslerinin son dönemidir. Hazır olduğunu hocasına bildirir. Hocası da der ki! Hazır sayılırsın. İstersen biraz daha kal, ilmi siyasetini al öyle git der. Genç alim hazır olduğunu başka bir derse gerek olmadığını söyler.

Hocasıda sen bilirsin der. Ve genç kardeşimiz yola düşer. Günlerden Cuma ve cuma namazı vakti, düzergahı üzerinde bir köy camisi, camide Cuma hutbesini dinleyip Cuma namazını eda etmek ister. Hutbede imam birşeyler anlatır. O da şaşkınlıkla dinler. Hocanın söylediği bir çok şey yanlıştır.

Hemen ayağa kalkar ve itiraz der. Cemaate hocanın söylediği çoğu şeyin yalan yanlış olduğunu söyler.

Hocada cemaate bir göz atar. Herkes bu genç alime üşüşür, bir güzel dayak yer.

Ne oluğunu anlamak için, yeniden hocasına gider her şeyi anlatır. Hoca da! "SANA DEMİŞTİM" ilmi siyasetini al öyle git diye,.

Genç üzgün bir şekilde geri kalan ilmini alır. Ve bu sefer tam teşekküllü bir şekilde yola koyulur.

Yine günlerden Cuma, ve Cuma vakti, aynı köy aynı hoca, hutbe konusu farklı. Fakat hocanın anlattığı herşey yanlıştır! Genç Alim ayağa kalkar ve cemaate seslenir. Eyy cemaat şu gördüğünüz hoca efendinin saçından ve sakalından bir tutam kıl alan cennete gider der.! Tabi bunu duyan cemaat hemen hocanın üstüne çullanır. Hocanın saç sakal ne varsa hepsi yolunur.

Hoca kan revan içinde tabi,.

Genç gururla yoluna devam eder.!!!

Şimdi konunun Sayın Kılıçdaroglu ile ne ilgisi var diyeceksiniz.

Şöyle var.

Çünkü Chp lideri ve muhalefettir kendisi, malumunuz mevcut hükümete karşı,!""""

Ama! Muhalefet olmanın M'sini bile yapamıyor yaptırmıyor da

Benim kişisel olarak hiç bir sorunum yok kendiyle, sessiz sakin, gayette beyefendi bir insandır kendisi.

Ama olmuyor, mevcut hükümete karşı biraz dişli olman gerek, ağzından çıkan cümleler karşı tarafa bir anlam vermeli. Hükümet yetkilileri ortaya bir mevzu atar. Sizde aylarca o konuyu konuşur tartışır ve sonuç alamassınız. Zaten istenilen o, gündemi sizinle meşgul edip oyalamak. Mecliste zaten çoğunluk bizde yok diye, gitmeyip saçma sapan kararların alınmasına sebep olmanız. Muhalefet olamamanın acizliği,

Sanki gizli ortak gibi hareket etmek. Olmuyor olmuyor olmuyor.

En basitinden,,,

Hükümetin liderine bolca laf atılır. O da kendisine bolca milyon TL lik davalar açar.

Ama durum tam tersi olunca da, Sayın Kılıçdaroglu 1 TL lik tazminat davası açar, güya rakibini küçük düşermek için,

Bakış açısını değiştirip, ilmi siyaset yapsana...!

Yahu sende açsana milyonluk davayı, kazanırsan fakir fukaraya dağıtırsın,! Neden korkuyorsun, 1 TL lik dava açmak rakibini küçük düşürmez ki, devir değişti, oyunu kuralına göre oynaman gerekmez mi?

Gereken yerde doğru hareketi yapmasan,,,

Şehit cenazesinde inek hırsızı! sana yumruk atar. Adalet yürüyüşünde, geçeceğin yollara tezek dökülür. Hükümet yanlısı bir kadının çocuğunu sevmeye giderken, kadın elinin tersiyle seni çok yakışıksız bir şekilde, kendinden ve çocuğundan uzak tutmak ister.

Çok vahim bir durum. Bıraktım parti vs yi yaşına hürmet etmez, Türk örf ve adetlerinde böylesi mevzular görülmemiştir.

Sonra 128 milyar dolar nerede diye sorunca, kimse sizi tiye almıyor.

Bütün bunlar ve dahası sizin döneminizde oluyor...

Hiç mi iğneyi kendine batırmıyorsun, neden bu inat.!!!

Yaa, Sayın Kılıçdaroglu siz o duvar ki en önemli tuğla görevindesiniz (mecazi anlamda) çıkarın kendinizi oradan bırakın duvar yıkılsın.

Hükümetin tek sorunu sizsiniz , her şeyi size yüklüyorlar. Bay Kemal Bay Kemal,

Yahu bırak yıkılsın duvar.

Benzetme yapmak gerekirse,(Mecazi anlamda) Tom Jerry'siz olmaz. Batman jokersiz olmaz. Kılıç kılıfsız olmaz. Çay sekersiz olmaz. "Mevcut hükümette Kılıçdaroglu'suz olmaz"

Bak yeminle söylüyorum, siz istifa edin veya pasif bir göreve geçin.

Mevcut hükümet ne yapacağını bilemez, sudan çıkmış balığa dönmesse bende kalemimi kırarım, çünkü hükümetin en büyük bahanesi sizsiniz sayın Kılıçdaroglu,

Oyunu kitabına göre oynamıyorsunuz, ilmi siyaset yapmıyorsunuz... Yapın gerekli çekilmeyi,

BAZEN KAYBETMEK, KAZANMANIN YOLUNU AÇAR

(ilmi siyaset mantığı ile)

Ülkenin önü açılsın, ekonomi düzelsin, niye bu inat??? Yemin mi ettiniz? Mezara kadar mı? Allah uzun ömürler versin,

Ama harbiden olmuyor. Bak kaç yıl geçti, kendine de Türkiye Cumhuriyeti halkına da eziyet etme, bir iyilik yap, çek şu tuğlayı.

Zaten önümüzdeki seçimlerde her şey belli.

AMA TUTARDA CUMHUR BAŞKANLIĞI ADAYLIĞINIZI AÇIKLAR DA, ÖYLE BİR HATA YAPARSANIZ.

Bu ülkeye ihanetlerin en büyüğünü yapmış olursunuz. Ama! Bunu yapmayacağınızı biliyorum. Adayınız yıpranmasın diye gizli tutmak iyi fikir. Az da olsa ilmi siyasetin farkı, "Zaten daha önce hükümete karşı seçim kazanmış bir zatı muhterem," tek yol".

Türkiye Cumhuriyeti Halklarına ve Devletine

Güzel bir iz bırakmanız dileğiyle...

Saygılarımla