39 kişiyi enkazdan sağ kurtardıklarını ancak kurtardıkları bir çocuğu ise rahatsızlığı nedeniyle kaybettiklerini anlatan itfaiyeci, “Tüm çabalarımıza, kalp masajı yapmamıza rağmen döndüremedik. Personelim beni görmesin diye enkazın içerisine girerek ağladım” dedi.
Asrın felaketi olarak nitelendirilen ve pek çok kentte yıkıma yol açan 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1 yıl geçti. Kahramanmaraş merkezli 2 büyük deprem nedeniyle 11 kentte çok sayıda yapı yıkılırken, binlerce vatandaş hayatını kaybetti. Depremin ilk anından itibaren yurtiçi ve yurtdışından onlarca ekip AFAD koordinasyonunda deprem bölgesine sevk edildi. Depremde yıkımın en yoğun olduğu kentlerin başında gelen Hatay’da Denizli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığına bağlı ekipler günlerce arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Günlerce enkazda arama kurtarma çalışması yapan itfaiye erleri çok sayıda vatandaşı enkazda sağ kurtararak sağlık ekiplerine teslim etti. Deprem bölgesinde görev yapan Denizli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığına bağlı personeller deprem yıldönümünde yaşadıklarını İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirlerine anlattı.
Deprem haberini aldıktan kısa süre sonra yola çıktıklarını ifade eden Denizli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığına bağlı Eğitim Şube Müdürü Ahmet Ağar, 20 saatlik yolculuğun ardından Hatay’a vardıklarını ifade etti. Deprem bölgesine giderken kurdukları senaryo ile gerçek arasında büyük bir fark olduğunu söyleyen Ağar, karanlığa gömülen şehirde sadece ekip araçlarının tepe lambalarının ortalığı aydınlattığını dile getirdi. Şehre ilk girdiklerinde küçük bir kıyametin koptuğunu düşündüğünü belirten Ağar, “Rönesans Rezidansta çalıştım. Sadece o enkazdan 36 kişiyi sağ çıkardık. Birçok hayatını kaybetmiş vatandaşımızı çıkardık. Biz şehre girdiğimizde hava ağarmamıştı. Binaların çok azı ayakta duruyordu. Bu manzarayı görünce etkilenmemek elde değil. Biz oraya gittiğimizde şoka girseydik işimizi yapamazdık. 5-6 farklı enkazda çalıştım, bu yüzden unutamadığın pek çok anı var. Kule Apartmanında 5. Gün çıkardığımız Burak Sürücü adında bir vatandaşımız vardı. Kurtarmak için 6-7 saat uğraştık. Çıkardığımız anda yaşadığımız mutluluğu tarif edemem. Bir erkek bir kadın iki kardeşi çıkarttık. Ağabey ve kardeşi orada birbirlerini tanıyamadılar. Bir süre sonra kadının “Ağabeyim” diye tepki vermesiyle birbirlerini tanıyıp sarıldılar. Olayın vahameti bu kadar büyüktü” dedi.
“Oradaki insanların bizlere ihtiyacı vardı”
Deprem bölgesinde insanların kendilerine ihtiyaçları olduğunu ve bu nedenle dönmeyi hiç düşünmediklerini dile getiren Ağar, “İmkanlar zorluydu, hava soğuktu, fiziki şartlar yeterli değildi ama bu bizim görevimizi yapmamıza engel değildi. Orada bir can kurtarmak bizim için çok büyük bir anlam ifade ediyor. Geride kalanları aklımızdan çıkarmamız mümkün değil ama oraya yardım için gittik. Elimizden geleni yapmamız gerekiyordu. Her an çocuklarımız eşimiz aklımızda oldu” şeklinde konuştu.
“Enkazın içerisine girerek ağladım”
Uluslararası çağrı koduyla çağrıldıkları için büyük bir depreme gittiklerini tahmin ettiğini ifade eden Merkez Müdahale Amiri Veli Batmaz ise yıkımın bu kadar kuvvetli olduğunu hiç tahmin etmediklerini söyledi. Şehre ilk girdiklerinde yoğun sis nedeniyle 10 metre önlerini göremediklerini dile getiren Batmaz, “Koordinasyon merkezine ulaştığımızda bize bir vatandaşımızın enkaz altında yeğeninden ses aldığını ancak ulaşamadığı için yardım istediği belirtildi. AFAD koordinasyonunda oraya yönlendirildik. O bölgede yıkımın en büyük olduğu bölgedeydi. 15 yaşlarında bir çocuğu kurtarmak için enkazda çalışmalara başladık. Gece 04.00 sıralarında başladığımız çalışmaların sonucunda saat 11.00 dolaylarında çocuğa ulaştık. Çıkarılmasına 1 saat kala ambulans talebinde bulundum ancak o kadar yoğun yaralı sevki vardı ki ambulansı bekletme şansımız olmuyordu. Çocuğu çıkarttıktan 10 dakika sonra Crush sendromu nedeniyle kaybettik. Tüm çabalarımıza, kalp masajı yapmamıza rağmen döndüremedik. Personelim beni görmesin diye enkazın içerisine girerek ağladım” şeklinde konuştu.
“Artçı depremlerde ailemiz, hayatımız film şeridi gibi geçiyor”
Sürekli artçı depremler olduğunu kaydeden Batmaz, “Enkazın içerisinde dar bir alanda olduğumuz için çıkmamız imkansızdı. Orada Allah’a emanettik. Artçı depremler olduğu sırada da ailemiz, hayatımız film şeridi gibi gözümüzün önünden geçiyor. Biz bu profesyonel olarak yaptığımız için dönmeyi hiç düşünmedim. Bir hafta sonra dönecek ekibe başkanımız beni de dahil etmişti. Ben dönmek istemediğimi söyledim ama kararı o veriyordu” ifadelerini kullandı.